27 Nisan 2011 Çarşamba

Arda Turan Galatasaray'da kalıyor

Galatasaray Sportif Direktörü Cüneyt Tanman, Radyospor'da katıldığı programda Arda'nın son durumuyla ilgili konuştu: Geçtiğimiz dönemde, kalması zor görünüyordu. Ancak şimdi şartlarda düzelme oldu...

Arda için şartlar düzeldi

Hagi'nin görevine son verildikten sonra, sezon sonuna kadar sportif direktörlük görevine getirilen Cüneyt Tanman, Radyospor'da Özgür Sancar'ın konuğu oldu. Tanman, burada hem takımın son durumuyla, hem de futbolcularla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Başarılı futbol adamı, taraftarın en çok merak ettiği konu olan Arda'nın durumuyla ilgili olarak, "İç dünyasında neler yaşıyor bilmiyorum ama Galatasaray'da hak etmediği olaylarla karşılaştı. Taraftarla arasındaki buzlar erimiş gibi gözükse de mutlaka içinde bir burukluk yaratmıştır. Kendisine uygun kararı verecektir. Geçtiğimiz dönemde Arda'nın Türkiye'de kalması zor görünüyordu. Ama son dönemde bu şartlarda düzelmeler gözüktü. Özellikle yeni gelecek yönetimin vereceği kararla birlikte, Arda'nın vereceği karar da çok önemli" diye konuştu.

'Futbolcuların kaderi derbide netleşecek'

Hafta sonunda oynanacak olan Beşiktaş derbisinin kendileri için çok önemli olduğunu dile getiren Tanman, "Futbolcularımız derbide ellerinden gelen her şeyi ortaya koyacaklar. Kadromuz çok eleştiriliyor ama ben bu kadronun kötü olduğuna inanmıyorum. Derbi maç, bazı oyuncuların yeni sezonda takımda kalıp kalmayacaklarını ortaya koyan önemli bir gösterge olacak" ifadelerini kullandı. Cüneyt Tanman ayrıca Pino'ya da değinerek, kendisinin bir değer olduğunu ve bundan sonra takımla çalışacağını söyledi.


90'ların Aslan'ı, milenyumun Kanarya'sı !

Galatasaray ve Fenerbahçe; biri olmadan diğeri düşünülemez. Birinin yer almadığı yarışta hep eksiklik vardır. Dünyanın sayılı derbileri arasında gösterilen iki ekip arasındaki maçlar, günler öncesinden konuşulmaya başlarken, tartışması da uzun süre devam eder. Ancak ezeli rekabetteki iki farklı görüntü dikkati çekiyor.

Sancılı günler geçiren sarı-kırmızılı camia, son dönemde yaşanan sportif başarısızlığa bir türlü çözüm bulamadı. Zira futbolda son kupa 3 sene önce (Ağustos 2008-TFF Süper Kupa) kaldırıldı. Fenerbahçe için de durum aynı sayılır. Ancak sarı-lacivertliler, futbol dışındaki branşlarda rakibine fark atmış durumda.

Oysa mevcut tablo, 1990'larda tam zıt yönde gelişiyordu. Öyle ki 1990-2000 yıllarında Fenerbahçe'yi her alanda geride bırakan bir görüntü sergileyen Cimbom, milenyumdan itibaren üstünlüğünü yavaş yavaş kaybetti. Zira iki fotoğraf arasındaki 'büyük' farkı anlatmak için rakamları ortaya dökmek yeterli.

Türkiye Birinci Ligi'nde 1990-1991 sezonu, Fenerbahçe'nin 12, Galatasaray'ın 8 şampiyonluğuyla başladı. 10 yıl sonra sarı-kırmızlı takım, ezeli rekabette 14-13 öne geçmeyi başardı. Futboldaki üstünlük, basketbolda da Cimbom lehine oldu. Aslan'ın potada kazandığı 20 kupaya karşı Sarı Kanarya 10 kupada kaldı.

Galatasaray, 1990-2000 arasında Avrupa Şampiyonu ünvanının yanında müzesine tam 38 kupa götürdü. Fenerbahçe, aynı dönemde 14 kupa kazanabildi. 2000 yılından itibaren ibre tersine döndü. Kanarya, son 11 yılda futbol, basketbol ve voleybolda 42 şampiyonluk yaşadı. Cimbom ise milenyumdan sonra üç branşta sadece 9 kupa kaldırabildi.

2000'den itibaren iki takım da, yeşil sahada istediği başarıları elde edemedi. Avrupa'da beklenen sonuçlar gelmezken, Süper Lig yarışı ve resmi turnuvalarda Fenerbahçe'nin 6 kupasına, Galatasaray 5 kupayla yanıt verdi. Basketbolda ve voleybolda ise sarı-lacivertliler, ezeli rakibini adeta sahadan sildi.

1990-2000 arasında 19 kupayla kadın ve erkek basketbolunu domine eden Aslan, son 11 yılda rakibinin parkede 25-5'lik kupa farkı yapmasını önleyemedi. Fenerbahçe, 11 kupa şampiyonluğuyla filede yaptığı yatırımların da meyvelerini topladı. Galatasaray'ın voleybol şubesi ise kulüp müzesine tek kupa getiremedi.

Dolmabahçe'de buruk derbi



 Beşiktaş ile Galatasaray futbol takımları, Spor Toto Süper Lig'de 30 Nisan Cumartesi günkü derbiye buruk çıkacak. Süper Lig'de 30. hafta maçları sonunda 5. sıradaki Beşiktaş ile 12. sıradaki Galatasaray, lig tarihinde ilk kez, sezonun sonlarına yaklaşılan bir derbide zirvenin bu kadar uzağında mücadele edecek. Ezeli rakiplerin ikisi birden ilk kez, sezonun bitimine 4 hafta kala bir derbi öncesi puan cetvelinde ilk 4 sıranın dışında sahaya çıkacak.

Fiyapı İnönü Stadı'ndaki sezonun son derbisi öncesi oldukça kötü bir sezon geçiren ezeli rakiplerden Galatasaray 37 puanla 12., Beşiktaş ise 44 puanla 5. sırada bulunuyor.

-LİG TARİHİNİN EN KÖTÜ GALATASARAY'I-


Derbiye 37 puan ve averajla 12. sırada başlayacak Galatasaray, 53. sezonunu geçiren lig tarihinin en kötü dönemini yaşıyor.

30 maçta 11 galibiyet, 4 beraberlik, tam 15 yenilgi alan, averajı eksi 8 olan sarı-kırmızılı ekip, 30. haftalar itibariyle lig tarihinin en kötüsü.

Şu ana dek oynadığı 30 lig maçında tam 15 kez yenilerek, ''Üç Büyükler'' arasında bir sezonda en çok yenilgi alan takım unvanını alan ''Cim Bom'', buna yakın bir performansı 1979-1980 sezonunda yaşamış, 30 maçta 8 galibiyet, 13 beraberlik, 9 yenilgiyle ligi 9. sırada tamamlayıp, 28 gol atıp, 26 gol yemişti.

-SON 30 YILIN EN KÖTÜ BEŞİKTAŞ'I-


Yıldız transferiyle girdiği sezonda büyük düş kırıklığı yaratan Beşiktaş ise, son 30 sezonun en başarısız dönemini geçiriyor.

Spor Toto Süper Lig'de bu sezon oynadığı 30 maçta 12 galibiyet, 8 beraberlik ve 10 yenilgi alarak 44 puan toplayabilen Beşiktaş, 30. haftalar baz alındığında lig tarihinde son 30 yılın en kötü sezonunu yaşıyor.

Siyah-beyazlılar, bundan önce en son 1980-1981 sezonunda 30 maçta 12 galibiyet, 7 beraberlik ve 11 yenilgi almıştı.

-SON 20 SEZON-


Beşiktaş ile Galatasaray arasında lig tarihinde son 20 yılda, sezonların ikinci yarılarındaki derbiler öncesi ezeli rakiplerin puan cetvelindeki sıraları ve puanları şöyle:

2009-2010:
21. Hafta: 1-Galatasaray 46 puan, 4-Beşiktaş 41 puan

2008-2009:
32. Hafta: 1-Beşiktaş 65 puan, 4-Galatasaray 58 puan

2007-2008:

23. hafta: 1-Galatasaray 51 puan, 3-Beşiktaş 49 puan

2006-2007:

22. Hafta: 2-Galatasaray 38 puan, 3-Beşiktaş 36 puan

2005-2006:

32. Hafta: 2-Galatasaray 77 puan, 3-Beşiktaş 51 puan

2004-2005:

22. Hafta: 3-Galatasaray 51 puan, 4-Beşiktaş 42 puan

2003-2004:

27. Hafta: 2-Beşiktaş 57 puan, 6-Galatasaray 41 puan

2002-2003:

32. Hafta: 1-Beşiktaş 79 puan, 2-Galatasaray 74 puan

2001-2002:
25. Hafta: 1-Beşiktaş 53 puan, 2-Galatasaray 53 puan

2000-2001:

25. Hafta: 2-Galatasaray 55 puan, 4-Beşiktaş 49 puan

1999-2000:

28. Hafta: 1-Galatasaray 70 puan, 2-Beşiktaş 64 puan

1998-1999:

30. Hafta: 1-Galatasaray 72 puan, 2-Beşiktaş 67 puan

1997-1998:

23. hafta: 2-Galatasaray 46 puan, 7-Beşiktaş 34 puan

1996-1997:

29. Hafta: 1-Galatasaray 69 puan, 2-Beşiktaş 64 puan

1995-1996:

32. Hafta: 3-Beşiktaş 69 puan, 4-Galatasaray 62 puan

1994-1995:
23. Hafta: 1-Beşiktaş 53 puan, 2-Galatasaray 48 puan

1993-1994:

24. Hafta: 1-Galatasaray 57 puan, 4-Beşiktaş 47 puan

1992-1993:

28. Hafta: 1-Galatasaray 62 puan, 2-Beşiktaş 62 puan

1991-1992:

28. Hafta: 1-Beşiktaş 70 puan, 3-Galatasaray 57 puan

1990-1991:

26. Hafta: 1-Beşiktaş 59 puan, 2-Galatasaray 58 puan

14 Nisan 2011 Perşembe

TÜRK TELEKOM ARENA





Papazın Çayırı, Taksim Stadı, Dolmabahçe Stadı ve emektar Ali Sami Yen derken bu güne değin geride kalan 100 yılı aşkın süre boyunca pek çok farklı statta maçlar oynadık. Her biri anılarımızda iyi kötü bir yer edindiler.

Ancak şimdi geldiğimiz nokta, endüstriyel futbol gerçeği karşısında her alanda yeniden bir yapılanmayı gerektiriyor. Yüksek gelir sağlayacak prestijli bir stadyum da bu yapılanmanın olmazsa olmaz öğelerinden birini oluşturuyor. 21. yüzyılda büyük bir kulüp olarak var olacaksak, bunun yolu günün koşullarına göre inşa edilmiş modern bir stada sahip olmaktan ve tarih yazmaya oradan devam etmekten geçiyor. Uzun zamandır sürdürdüğümüz yeni bir stada sahip olabilme mücadelesi de, işte tam bu gerçeğe denk düşüyor.

İlk Projeden Günümüze
Hatırlanacağı üzere Faruk Süren ve Mehmet Cansun dönemlerinde Ali Sami Yen’i yeniden inşa etmeyi esas alan iki ayrı proje hazırlanmıştı. Ancak onlar çeşitli gerekçelere bağlı olarak hayata geçirilme şansını bulamadılar. Şu an itibarıyla Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi yepyeni bir projeyle karşımıza çıkıyor. Statla ilgili eldeki projeler kesin avan proje aşamasına gelmiş ve temeli de atılmış durumda.

İnşaat normal koşullarda 2009-2010 sezonunda bitmiş olacak. 13 Aralık 2007'de temeli atılan Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin, Türkiye’de halihazırda Olimpiyat Stadı ile Şükrü Saracaoğlu Stadının mevcutlar içinde en iyi statlar olarak göründüğü bugünkü ortamda, Türkiye’deki en modern ve en görkemli stat olacağını da hemen belirtmek gerekiyor. Stat, sahip olduğu özellikleri itibarıyla Avrupa’nın en iyi beş stadında biri olacak. Allianze, Schalke Arena, Amsterdam Arena veya Toronto’daki Sky Dome ayarında bir stat ülkemize ve dolayısıyla da Galatasaray’a kazandırılmış olacak. Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi görünümü ve planıyla da tek olacak. Örnek stat konumundaki Aslantepe, takriben 130 milyon euro’ya mal olacak ve bunun yaklaşık15 milyon euro’luk kısmı sadece çatı için harcanacak.

Stat Arazisi

Stat için ilk etapta 80 dönüm bir arazinin tahsisi uygun görülmüştü. Ancak kabul etmek gerekecek ki, 120 m2’lik bir arazi böylesi bir proje için daha elverişli olacaktı. Stadın ilk olarak yapılması düşünülen arazi trafik vakfı kullanımında olup, bu bölüm bir noktadan sonra normal olmayan bir düşüşü içermekteydi. Doğal olarak stadın belirli bir kitlesini oraya sığdırmak mümkün olamayacaktı. Üçte biri hatta yarıya yakın bir kısmı deyim yerinde ise havada kalıyordu. Bu noktada 30 – 40 metrelik bir kot farkı oluşmaktaydı. Bunu yedirebilmek için zamanında buralara dökülmüş çöp dağlarının en azından 20 metre sıyrılması gerekecekti. Açıkçası stat inşası için belirlenen bu ilk nokta elverişli bir konuma sahip değildi. Bu durum maket yapıldıktan sonrada çok bariz bir şekilde ortaya çıkmıştı.
Bunun üzerine stadın inşa edileceği arazinin değiştirilmesi için yoğun bir çaba sarfedildi. Sonunda hem proje mimarı Mete Arat’ın hem de TOKİ’nin önerileri üzerine stadın yeri değiştirilerek şimdi inşa edilmesi düşünülen noktaya alındı. Bu konuda da Sağlık Bakanlığı'nın hastane yapmak için uygun yer kalmadığı yönünde bir takım itirazları olduysa da, Başbakanın maketi görmesi ve projenin hayat geçirilmesi için onay vermesiyle bu sorun da aşılacaktı.

Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi projesi ASP firması tarafından hazırlandı. Bu tarz uluslararası projelerde daha önce çeşitli görevler üstlenmiş olan Mete Arat bu konularda son derece tecrübeli bir mimar olarak tanınıyor. Daha önce Stutgart’taki Stadın yenilenmesi çalışmalarında görev alan Arat, bunun yanısıra Milli Kütüphane, Arena Kapalı Spor Salonu ve Güney Afrika’da bir stad projelerine de imza atmış bir isim. Bu sebepledir ki, Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi projesinin de işinin ehli bir profesyonelin elinde olduğu söylemek abartılı olmayacak.

Rakamlarla Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi
Hiç şüphesiz ki, bir projenin somutlaşmış hali ve anlaşılabilirliği onun rakamlara dökülmüş dolayısıyla da uygulanabilir hale gelmiş durumuna bakmaktan geçer. İşte Aslantepe Ali Sami

Yen Spor Kompleksi'ni daha iyi tanımamızı ve bilgilenmemizi sağlayacak bazı veriler. Futbolseverlerin heyecanla maçları Stadın kapasitesi 52 bin kişilik. Stadın araziye konumlanmasıysa kuzey-güney oryantasyonuna yakın bir açıda olacak.
Toplam saha boşluğu kenar çekmeleri ile birlikte yaklaşık 10.000 m2 olacak stadın tribünleriyse iki kademeli olarak yapılacak. oturum alanı yaklaşık 43.000 m2 olacak. Yapının Türkiye’de benzer inşaatlarda olduğu gibi dökme beton olarak yapılması planlanıyor. Stadın oturma basamakları prefabrik beton olarak yapılacak. Çatı ise çelik olacak.

Saha ve Tribünler
İki kademe olarak yapılacak tribünlere gelindiğinde alt kademe tribünlerin yaklaşık 20 derece eğimli olması öngörülüyor. Bu sayede alt tribünlerin iyi bir seyir için sahayı tam olarak görebilmesi amaçlanıyor. Üst kademe tribünlerinse eğiminin yine yukarıdan tüm sahayı taç çizgisi de dahil görebilmesi için tercihen 34 derece olması gerekiyor. Basamakların kot yüksekliğinin alt kademede 25 cm olması uygun görülmüş durumda. Kot yüksekliği üst kademedeyse eğim 34 derece veya üatünde olduğundan dolayı otomatikman 45 cm. olacak.
Tribünlerin sahaya yakınlığı da UEFA kriterlerine uygun olacak. Seyrantepe Stadında bunun yaklaşık olarak 6 m. olması düşünülüyor. Bu sayede hem reklam panolarının rahatça saha içine konması hem de gerekli hallerde itfaiye veya ambulansın rahatlıkla saha içine girmesi amaçlanıyor. Seyrantepe Stadında tribünler ile saha arasındaki 6 metrelik boşlukla bu statta hem seyirciler Ali Sami Yen Stadına göre sahaya çok daha yakın bir konumda maç seyredecekler hem de UEFA kriterlerine uyulmuş olacak.

Stadın Üzeri Nasıl Örtülecek?
Stadın üzerini tamamen örtecek olan açılır kapanır çatı yapılacak. Yuvarlak bir görünüme sahip olacak. Stadın üstünün açılıp kapanırlığı elektrikli bir motor sistemi ile çalışan iki kapak sayesinde sağlanacak. Bu kapaklar makasların bir ray üzerinde kaymasıyla açılıp kapanacak. Stadın üstü kapaklar kapandığında tamamı itibarıyla örtülmüş olacak. Stadın tavanına basketbol salonlarındaki gibi dört taraflı bir skorboard asılması da mümkün olabilecek.
Shanın yeteri kadar ışık alabilmesi çimlerin bakımı açısından da büyük önem arzediyor. Eğer çimler yeteri ölçüde güneş ışığı almazsa çimlerin bakımı açısından sorunlara yol açabilecek bir mesele. Çünkü böyle bir statta çim değiştirmenin maliyeti çok yüksek.

Stadın Diğer Boyutları
Dolaşım alanlarının stat duvarından itibaren 15-20 m. olması düşünülüyor. Stadın etrafındaki trafik alanı da göz önüne alındığında toplam inşaat alanı 70 bin metrekareye ulaşıyor. Çok amaçlı statlarda kalıplar ve standartlar bellidir. Bu statları birbirinden farklı kılan şeyler çatı, dış cephe ve bu cephenin mimari tercihe göre aldığı biçim olmaktadır. Açılır kapanır kapaklar dolayısıyla hareketli yükü taşıyabilmek için dör tadet masif taşıyıcının dış cepheye yerleştirilmesi gerekecek Bu durumda da maliyet kaçınılmaz olarak yükselecek.

Stadın iç tasarımına tekrardan döndüğümüzde iki tribün kademesi arasındaki boşlukta süitler yapılacağı görülüyor. Bunlar iki kat olarak yapılacak. Süitler orta sahaya yakın kesimlerde, kısmen köşelerde yer alacak. Projenin alacağı nihai şekle göre belki bir miktar süit kale arkalarında da bulunacak. Locaların toplam sayısı, 148. Bu arada ara bölgede bir takım boş alanlar da olacak. Buralarda toplam 1500 kişiye hizmet sunabilecek restoranlar, foot-court büfeler ve tribünler ile bağlantılı Lounge’ler (salonlar) yer alacak. Alt ve üst tribünlerin arkalarında dolaşım alanları da yer alacak. Dolaşım alanlarında büfe ve tuvaletler bulunacak. Kale arkası tribünler arkasında da yemek servisi yapan birimler olması düşünülüyor. O yerlerin dışa bakan kısımlarındaysa idari bölümler yer alacak. Planlamaya göre kulübün bir bölümü de orada yer alabilir

Statta açık loca olmayacak. Galatasaray için VIP, Basın, Protokol tribünleri olacak. Divan üyeleri ve Eski sporcular için bir bölüm ayrılacak. Ayrıca UEFA’nın 400 metrekarelik bir VIP salonu istiyor. Bu ihtiyaç Ali Sami Yen’de fiziksel koşulların yetersizliği yüzünden halen karşılanamıyor.

Seyirci ve Ulaşım
Burada kitle kontrolü önemli bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Misafir seyirci, açık tribün seyircisi gibi farklı seyirci gruplarının kontrollü bir şekilde stada giriş çıkışının sağlanması lazım. Koridorlar ve merdivenler bu ihtiyaçlara cevap verecek biçimde ayarlanacak. Seyirci 8-10 dakikada stadı boşaltabilecek. Stattaki otopark ise aşağıya alındı ve 3000’e yakın araç kapasiteli olarak inşa ediliyor. Stada seyirci taşıyan otobüsler ise Cendere yolundaki bir noktada park edecekler. Ayrıca görevliler ve güvenlik birimleri için de aynı mahalde belirli bir yer ayrılacak.

Metro ile gelenlerse, Seyrantepe durağından TEM’in altından inşa edilecek bir geçitten geçerek stada gelecekler ve yaklaşık 250 metrelik bir mesafeyi yürüyerek stada girebilecekler. Metro inşaatı ile burada yapılacak metronun manevra ve park istasyonlarının inşaatı halihazırda devam ediyor. Bunun yanısıra TEM’den stada ulaşabilmek için viyadük inşaatına da başlanmak üzere Belediye tarafından yapılacak olan viyadük inşaatları da aynı şekilde devam ediyor.

Gelir Kalemleri
Peki Galatasaray’ın bu yeni stattaki gelirleri hangi kalemlerden oluşacak. Galatasaray’ın gelirleri öncelikle özel koltuk geliri yani kombine dediğimiz kalemden sağlanacak. Suitler de ayrıca önemli bir başka gelir kalemini oluşturacak. Restaurant, food-court ve büfe gelirleri, otopark gelirleri de Galatasaray’ın bu stattaki girdi sağlayan diğer kalemleri olacak.
Stat bütün bunların yanısıra hizmete girdiğinde üstünün de kapanabilirlik özelliği göz önüne alındığında yılın her zamanı çeşitli sanatsal ve sosyal etkinliklere ev sahipliği yapabilme imkanına sahip olacak. Bu yönü itibarıyla da Seyrantepe Stadı Galatasaray’a gelir kazandırmaya devam ederken, aynı zamanda İstanbul’un sosyal ve kültürel hayatındaki yeni bir çekim merkezi olarak da ön plana çıkacak.

Evet, Galatasaray yıllardır süren zahmetli bir sürecin sonunda yeni ama ondan da öteye endüstriyel futbolun gereklerine tam anlamıyla cevap veren modern bir stada kavuşmak üzere. Bugüne değin büyük özveriyle yürütülen çalışmaların artık meyvelerini toplama zamanı gelmiş bulunuyor.

Seyrantepe arazisinin ve üzerinde yapılacak olan stadın 49 yıllığına bedelsiz olarak Galatasaray’a devrini öngören protokolün imzalanmış olması bunun ilk önemli adımını oluşturuyordu. Bunu, ihalesinin yapılması, Aralık 2007'de temelin atılması izledi.

Hatta  Türkiye'de ilk kez bir stada sponsor ismi bile alındı. Ağustos 2008'de yapılan açıklamaya göre, Galatasaray Spor Kulübü ve iştirakleri, Türk sporunda dev bir birlikteliği gerçekleştirdi ve Türk Telekom ile pazarlama, reklam ve tanıtım anlaşması imzaladı. Buna göre Türk Telekom, Ali Sami Yen Spor Kompleksi içinde inşaatı süren yeni Stat Proje’mize de ismini veriyor. Böylece Avrupa’nın en iyileri arasında gösterilen yeni stadımız, açılışından itibaren 10 yıl süreyle Türk Telekom Stadı adıyla anılacak.

Sıra, planlara göre 29 Ekim 2010'da stadın açılışında. Sonrası mı? Sonrasıysa 105 yıldır kazanılan zaferler zincirine yeni halkaların eklenmesine gelecek.

29 Mart 2011 Salı

Gheorghe Hagi


  Ben Hagi'yi gol attıktan sonra yüzünde beliren, hafif utangaçlık, hafif gurur, hafif şımarık çocuk edası kokan gülüşü için sevdim...

   Ben Hagi'yi Van'da 2 gol attığında, Trabzon'a Galatasaray adına ilk frikik golünü attığında kapalı tribünün önüne koşup diz çöktüğünde sevdim...

   Ben Hagi'yi arkasından gelenin O'nun bu hareketi yapacağını bildiği halde engelleyemediği topuk pasları için sevdim...

   Ben Hagi'yi kolunda pazubandı olmayan gizli kaptan, gerçek lider olduğu için sevdim...

   Ben Hagi'yi annesini, babasını Galatasaray'da oynarken kaybedip, yasını Galatasaray formasıyla sakallı çıktığı maçlarda tuttuğu için sevdim...

   Ben Hagi'yi her maç öncesi özenle sargıladığı ayakları için sevdim...

   Ben Hagi'yi Türkçe öğrenme çabası için sevdim...

   Ben Hagi'yi bir Samsun maçında ne yapılırsa yapılsın gol girmediği bir anda, sonradan oyuna girip topla ilk bulştuğu anda attığı şutla kazandırdığı gol için sevdim...

   Ben Hagi'yi bir başka maçta oyundan çıktıktan sonra kalenin arkasına gidip, bir duran topta arkadaşlarına nereye atmaları konusunda direktif verirken görüp, bir de O'nun dediği yapılıp gol gelince sevdim...

   Ben Hagi'yi her basın toplantısında söze Normalll diye başladığı için sevdim...

   Ben Hagi'yi Erol Ersoy'un şahsında Galatasaray'dan şampiyonluğu çalanların hepsinin yüzüne tükürdügü için sevdim...

   Ben Hagi'yi Samuel Johnson'in kaburgasını kırdığı için sevdim...

   Ben Hagi'yi Viyana'da 20 yaşında delikanlı gibi tüm yarı sahayı geçip attığı golden sonra çocuk gibi sevinip arkadaşlarına elleriyle "gelin gelin" yaptığı için sevdim...

   Ben Hagi'yi sahanın bir ucundan bir ucuna attığı milimetrik paslar için sevdim...

   Ben Hagi'yi bacanağı Popescu için sevdim..

   Ben Hagi'yi spikere 8 kez Hagi! Hagi! Hagi!.. diye bağırttırabildiği için sevdim...

   Ben Hagi'yi Roberto Carlos'a attıgı çalımdan sonra salladığı el için sevdim...

   Ben Hagi'yi Allah'ın sarhoşu Tony Adams'a çaktığı yumruk için sevdim...

   Ben Hagi'yi Athletic Bilbao'ya son dakikada attığı gol için sevdim...

   Ben Hagi'yi Monaco'ya attıgı gol sonrası Fransız spikere çığlık attırdığı için sevdim...

   Ben Hagi'yi İstanbul maçında son dakikada, Leeds'te ilk dakikalarda, öylesine kritik, öylesine zor penaltılar için gözünü kırpmadan penaltı noktasına gittiğinde sevdim...

   Ben Hagi'yi topu ayağına aldıgında Parken'deki, o nasıl da mağrur tüm İngilizlerin soluğunu tuttuğunu gördüğüm için sevdim...

   Ben Hagi'yi Monaco'da başına bağladığı bantla çocuk gibi Süper Kupa seromonisinde eğlendiği için sevdim...

   Ben Hagi'yi sırtında yazan 10 rakamı O'na bu derece yakıştığı için sevdim...

   Ben Hagi'yi Milli Marşımızı eli kalbinde dinlediği için sevdim...

   Ben Hagi'yi mütevaziliği için sevdim...

   Ben Hagi'yi gerçek "Commandante" olduğu için sevdim...

   Ben Hagi'yi o Galatasaray'i bu derece sevdiği için sevdim...

   Ve ben Hagi'yi üzerindeki forma için sevdim...

   Ve Ve ben Hagi'yi Galatasaray'in en zor durumunda gelip takimin basina geçtiği için sevdim...

ALİ SAMİ YEN

   Ali Sami Yen Stadyumu İstanbul'un Mecidiyeköy semtinde, Galatasaray Spor Kulübü'nün yönetiminde bulunan stadyum.1940'ta Taksim Stadı'nın yıkılması üzerine, sahasız kalan Beyoğlu semti kulüpleri için bugünkü stadın bulunduğu arazi Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü tarafından satın alınarak, Galatasaray Spor Kulübü'ne kiralanmıştır.Stadın yapımına ancak 1943'te başlanabildi.Ancak inşaatın Galatasaray Spor Kulübü'nün maddi imkanlarıyla yürütülemediği görüldüğünden dolayı İş Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne devredildi.Stadın inşaatı duraksamalarla sürerek, ancak 1964 yılında tamamlanabildi ve de resmî açılışı 20 Aralık 1964'te Türkiye-Bulgaristan karşılaşmasıyla yapıldı. Adını Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen`den alan stadyum, 49 yıllığına Galatasaray Futbol Takımına kiralanmıştır. Stad 1,400 lüks 290 KVA projektör ile aydınlatıliyor. Aydınlatılmasına 1965 yılında başlanmış olan stadın aydınlatma sistemi 1993'te yenilenmiştir. Stadın rekor katılımı ise 1987'de Galatasaray-Eskişehirspor arasinda oynanan mac'da gerçekleşmiştir, bu maçı 35000 kişi izlemişti. Stadın şuanki kapasitesi 20.000 kişidir. Sahanın genişliği ise 105m x 65m dir.
    Galatasaray bu stadda Avrupanın birçok ünlü kulubünü yenmiştir. Bunlar arasında Real Madrid, Juventus, PSV Eindhoven, Barcelona, AC Milan, S.S. Lazio, Leeds United, R. Mallorca, Paris Saint Germain, Rangers gibi Avrupa'nın üst düzey kulüpleri bulunmaktadır.
Stad Bilgileri

Genel Bilgiler

* Stadın inşaa Tarihi: 1960
* Son yenileme: Ağustos 2007
* Mimarlık: Oval Şeklinde
* Çim saha boyutu: 105 x 65 m2
* Alan tipi: Doğal Çim (2007 yaz aylarında yapılan çalışmalarla tüm saha yeniden çimlendirilmiştir)

Tribünler


* Kapalı oturma alanı: 19,250
* Açık oturma alanı:10,750
* VIP (Şeref) Locası: 250
* Toplam oturma kapasitesi: 30.000

   
Şöhret 

  Her maçın başlangıcında tribünlerde Warchant eşliğinde atkı şov yapılır.
İtalyan futbolunun en önemli isimlerinden Paolo Maldini Galatasaray' la AC Milan forması ile karşı karşıya geldikleri maç sonrasında bana kimse bu stadyumda otuzbin kişi olduğuna inandıramaz demiştir.
Galler futbolunun en büyük temsilcilerinden Ryan Giggs' te Ali Sami Yen' de Galatasaray' a karşı oynadıkları ve "cehenneme hoş geldiniz" yazan pankartını gördüğü maçı unutamadığını, ölene kadarda unutamayacağını söylemiştir.
  • Corriara Della Sport: "Milan, Dikkat Et Orası Hala Cehennem"
  • Davids : (Juventus maçından sonra) :"Bizde böyle taraftar olsa hiçbir takım karşımızda duramaz"
  • Maldini : (Milan maçından sonra) : "Hiçkimse bana diyemez ki, bu Stad'da sadece 20.000 kişi vardı" diye
  • Berliner Morgenpost : "Futbolun sadece futbol olmadığını Ali Sami Yen Stadı'nda anladık"
  • Collina :"bu cehennemi çok seviyorum" bu statta maç yönetmek istemiyorum
  • Almanlar: Hexenkessel(Cadıkazanı) , Höhle des Löwen(Aslanın Mağrası)
  • Tuttosport:"Yine Cehenneme Gidiyoruz"
  • La Gezetta:"Şeytanın Evi"
  • Basın toplantısında bir İngiliz gazeteci: "BİR İNGİLİZ'İN İSTEYEBİLECEĞİ EN SON ŞEY ALİ SAMİ YEN'DE MAÇ YAPMAKTIR"
   Ali Sami Yen en iyi atmosfere sahip 3. stat seçilmiştir. İngiliz medya kuruluşu Setanta, Galatasaray' ın stadı Ali Sami Yen' i, Avrupa'da en iyi atmosfere sahip üçüncü stat seçmiştir.
Setanta' nın internet sitesinde yayınlanan "Avrupa'nın atmosfer açısından en iyi 11 stadı" listesine Ali Sami Yen Stadı da girmiştir. Atmosfer bakımından Avrupa' nın 4., Dünyanın en iyi 13. atmosferi seçilmiştir.